TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI İnsan Hakları Derneği
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI İnsan Hakları Derneği
Mahkeme tamamlayıcı nitelikte olup, ancak ulusal sistemler ilgili suçları yargılayamayacak durumdaysa veya samimi olarak yargılama yapmamaktaysa devreye girmektedir. Putin aleyhine çıkarılan tutuklama kararına ilişkin yargı yetkisi, Ukrayna’nın 21 Kasım 2013 tarihinde itibaren UCM’nin yargı yetkisini tanıması kapsamında, Ukrayna topraklarında gerçekleşen fiillere ilişkin olarak doğmuştur. Ancak UCM sadece Ukrayna’da gerçekleşen fiilleri ile alakalı yargılama yapabilecektir. Sahada gerçekleştiği iddia edilen fiillerin Putin ile ilişkilendirilmesi ise UCM Statüsünün 28. Maddesi kapsamında mümkün olup, maddeye göre etkin otorite ve kontrol sahibi üstler astların yaptığı fiillerden icraen veya ihmalen sorumlu tutulabilmektedir. UCM’yi kuran Roma Statüsü, Mahkemenin yargı yetkisine ilişkin sınırları açıkça belirlemiştir. Maddi hukuk yönünden mahkemenin yetkisi nüve suçlarla sınırlı olup, bu suçlar haricinde yargılama yapma yetkisi bulunmamaktadır. Kişi yönünden mahkeme devletlere herhangi bir cezai veya hukuki sorumluluk isnat edememektedir, hususiyetle bireyleri yargılamak üzere tasarlanmıştır. İsnat edilen suçun (i) üye ülke sınırlarında işlenmesi, (ii) üye ülke vatandaşı tarafından işlenmesi ve son olarak (iii) bir durumla alakalı olarak soruşturma yürütmek üzere UCM’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından yetkilendirilmesi hallerinde yargı yetkisi doğabilecektir. BMGK tarafından yetkilendirme halinde, tıpkı Sudan durumunda vaki olduğu gibi, üye olmayan bir ülke sınırlarında gerçekleşen veya vatandaşı tarafından işlenen suçlara ilişkin olarak dahi UCM’nin yargı yetkisi doğabilmektedir. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Ukrayna’nın Rusya kontrolü altındaki bölgelerinde Ukraynalı çocukların kaçırıldığına ve/veya Rusya’ya zorla göç ettirildiğine ve bu bağlamda savaş suçu işlendiğine dair kuvvetli delillerin mevcudiyeti iddiası ile 17 Mart Paribahis tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya’nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevna Lvova-Belova hakkında tutuklama kararı çıkardı. Tutuklama kararı özellikle Batı ülkelerinde takdirle karşılandı ve adaletin tecelli etmesi yönünde önemli bir adım olarak değerlendirildi.
- Maddenin kapsamı o kadar geniştir ki; “adli işlemler nedeniyle” verilen bir emri yerine getirmemek dahi suçu oluşturabilir.
- Türkiye’nin ve hatta Dünya’nın en büyük tartışmalarından birisi ifade hürriyeti ve özgür basındır.
- Aşağıda cinsel dokunulmazlığa karşı suçların ispatına ilişkin yargı kararlarına ve doktrin görüşlerine girmeden ve kendi tespitlerimizden oluşan bir kesite yer vermekteyiz.
- Denetim türlerine değinildikten sonra bireysel başvurunun işlevi, dünyadaki uygulaması üzerinde durulmakta ve Türkiye’de bireysel başvuru müessesesinin ayrıntılarına geçilmektedir.
2) Yayın hizmeti faaliyetini yürüten işgücünün önemli bir kısmının, her iki ülkede de yoğun olarak faaliyet göstermediği durumlarda medya hizmet sağlayıcı, faaliyetine Türkiye’de daha önce başlamış olması ve Türkiye ekonomisi ile istikrarlı ve etkili bir bağlantısının bulunması hâlinde Türkiye’de yerleşik kabul edilir. Öğrencinin taraf vekili olarak bir dava dosyasının tüm safhalarını içeren bir ödev hazırlaması ve kendi yorumları ile dilekçeleri oluşturması ve de hukuk mesleklerinin öğrencilerce özümsenmesi sağlanacaktır. İmar Hukuku dersinde İmar Hukukunun diğer hukuk dalları içerisindeki yeri, imar hukukunun temel kavramları, imar ile ilgili mevzuat, imar planları ile ilgili esaslar, yapı ve yapı ile ilgili esaslar, yapılaşmanın hukuki boyutu, kentsel dönüşüm sürecinde ortaya çıkan hukuki sorunlar, imar mükellefiyet ve yaptırımları, idarenin yetki ve sorumlulukları, yapı denetimi ve yargısal denetim gibi konular işlenecektir. Deniz Hukuku dersi kapsamında deniz alanlarının hukuki rejimi, sınırlandırılması, 1958 Cenevre Deniz Hukuku Sözleşmeleri ve 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde yer alan hükümler çerçevesinde değerlendirilecek ve Türkiye’nin durumu Türk deniz hukuku mevzuatı ile birlikte ele alınacaktır. Umumi hukuk tarihi dersinde milli hukukun dışına çıkılarak esas itibarıyla günümüzdeki hukuk kurallarını ve müesseselerini daha iyi anlayabilmek, hukuk kurallarının tarihi gelişimini inceleyerek öğrencilerde eleştiri bilincini geliştirmek, bu çerçevede öğrencilerin edindikleri bilgilerin esaslı ve kalıcı olmasını sağlamak amaçlanmaktadır. Bu dersin sonunda hukuki kavram ve kurumların nasıl geliştiği, hangi sosyal, ekonomik ve siyasi ihtiyaçlarla değiştiği izlenebilecek, toplum bünyesinde hâkim olan hukuki kuralların ve müesseselerin zamanın ihtiyaçlarına uygun olup olmadığı değerlendirilebilecektir. İş hukuku; işçi hakları, çalışma koşulları, işçi ücretleri, işçi sendikaları ve işveren-işçi ilişkileri ile ilgili konuları inceleyen hukuk dalıdır. Bu kapsamda bireysel iş hukukunda; iş hukukunun tarihi gelişimi, işveren kavramı, işveren temsilcileri, alt işveren kavramı, işyeri, işçi ve çırak kavramları, iş akdi, iş akdinin şekli ve çeşitleri, iş akdi yapma serbestisi ve sınırları, iş akdinin hükümsüzlüğü, çalışma saatleri, ücret ve iş akdinin sona ermesi işlenecektir. Toplu iş hukukunda ise dersin içeriği; sendikalar hukuku, işveren sendikaları, işçi sendikaları, sendika özgürlüğü, sendikaların yapısı, sendika faaliyetleri ve yasak faaliyetler, sendikaların idari ve mali denetimi, konfederasyonlar, toplu iş sözleşmesi, grev, lokavt, iş uyuşmazlıkları ve çözüm yolları şeklindedir. Bu ders kapsamında; dil kavramının anlamı ve kültür kavramı ile ilişkisi, Türk dilinin tarihsel dönemi ile gelişimi, Türkçe’nin ses (ses bilgisi) ve yapı (yapı bilgisi) özellikleri ile temel diksiyon bilgileri, yazım kuralları ve günlük yazışmalar, yazılı anlatım, tümce ve paragraf çözümlemeleri ile edebi metinler hakkında kuramsal ve uygulamalı çalışmalar yapılır. [103] Kelimenin karşılığı Osmanlıca’da “muhtariyet”, İngilizce’de “autonomy”, Fransızca ve Almanca’da “autonomie” ve İtalyanca’da “autonomia”dır.
2872 Sayılı Yasanın teknik yönü ise suçun oluşmasını “yönetmeliklerle belirlenen standartlar üzerinde gürültü ve titreşim” oluşturulmasına bağlamış olmasıdır. Aynı ölçümün Kabahatler Kanunu uyarınca da belirlenmesinin zorunlu olduğu kanısındayız. Bu düzenlemede de ceza verecek merci net olarak düzenlenmiş olup; ceza verme yetkisi zabıtaya ait bulunmaktadır. Bu fiil de TCK’dan çıkarılan ancak başka şekillerde hala TCK’da da mevcut olan bir fiildir. Ì İdare tarafından idari bir kararla özgürlüğü bağlayıcı karar verilemez. Kanaatimizce, “ceza”, “idari ceza” terimleri, hem günlük dile uygunluğu hem de yaygın, anlaşılır olup, bir bağlayıcılık içermesi sebebiyle en uygun terimdir. Kamu hizmetlerini gerçekleştirmek ve kamu düzenini sağlamakla görevli olan idare, bu görev ve yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için üstün yetkilerle donatılmıştır. Bu üstün yetkilerden en önemlisi ise, düzeni ihlal edici davranışlara müeyyideler uygulanabilmesidir[6]. Durum böyleyken, “Türkiye’nin güçlü bir liderliğe ihtiyacı var” gibi söylemlerle, kuvvetler birliği sistemini savunanları ve hatta böyle bir sisteme övgü düzenleri gördükçe şaşırıyor ve dahası korkuyorum. Kuvvetler birliği sistemi, hangi türü olursa olsun, savunulacak ve hele hele övünülecek bir sistem değildir. Kuvvetlerin yasama organında birleştiği kuvvetler birliği sistemine “meclis hükûmeti sistemi” denir ki, bu anti-demokratik bir sistemdir. Kuvvetlerin yürütme organında birleştiği kuvvetler birliği sistemin ise tarihsel olarak eski ve yeni olmak üzere iki şekli vardır.
Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer. Meclisteki açık görüşmelerin, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisce başkaca bir karar alınmadıkça, her türlü vasıta ile yayımı serbesttir. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzük hükümlerine göre kapalı oturumlar yapabilir, bu oturumlardaki görüşmelerin yayımı Türkiye Büyük Millet Meclisi kararına bağlıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara vermede iken ülkenin ani bir silahlı saldırıya uğraması ve bu sebeple silahlı kuvvet kullanılmasına derhal karar verilmesinin kaçınılmaz olması halinde Cumhurbaşkanı da, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verebilir. MADDE 92- Milletlerarası hukukun meşrû saydığı hallerde savaş hali ilânına ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinpinup. Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında birinci fıkra hükmü uygulanır. Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir.
Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır. Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla baktığı davalar dışında kalan işleri dosya üzerinde inceler. Mahkeme ayrıca, gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir ve siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin davalarda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra kapatılması istenen siyasî partinin genel başkanlığının veya tayin edeceği bir vekilin savunmasını dinler. Anayasa Mahkemesinin kuruluşu, Genel Kurul ve bölümlerin yargılama usulleri, Başkan, başkanvekilleri ve üyelerin disiplin işleri kanunla; Mahkemenin çalışma esasları, bölüm ve komisyonların oluşumu ve işbölümü kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir. Merkezî idare, mahallî idareler üzerinde, mahallî hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahallî ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idarî vesayet yetkisine sahiptir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin diğer usul ve esaslar kanunla düzenlenir. Ekonomik, ticarî veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan andlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla, yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez.
Bakkal, market, büfe gibi işletmeler, mevzuatımızda sıhhi müesseseler sınıfında yer almaktadır. Sıhhi müesseseler koku, zararlı atık, gürültü gibi etkiler ile çevresindekilere zarar vermeyen işyerlerini ifade eder. Bu işletmeler, bulundukları faaliyet nedeniyle yönetmeliklerde yer alan hijyen kurallarına riayet etmek zorundadır. Keza, bu sınıftaki işyerleri, faaliyet amacına uygun olarak tasarlanmalı, temiz ve aydınlık olmalıdır. (1) Bu Kanun uyarınca yürürlüğe konulması gereken yönetmelikler, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde Üst Kurulca hazırlanır ve Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulur. Bu yönetmelikler yürürlüğe konuluncaya kadar mevcut düzenleyici işlemlerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilir. (2) Ancak, şirketi idare ve temsile yetkili kişiler, sorumlu müdürün incelemesinden geçmeden veya rızası hilafına bir yayına karar vermişlerse, bu durumda sorumluluk yayına karar veren söz konusu kişilere geçer. (1) 8 inci maddede belirtilen yayın ilkeleri ile bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticarî iletişimi düzenleyen hükümleri, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu yayınları hakkında da uygulanır. (3) Medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar, yayın hizmetlerinin iletiminde kullandıkları radyolink cihaz ve sistemleri için gereken izinleri, ilgili mevzuat çerçevesinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan alırlar.
Maddesine göre; “Kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip her Türk vatandaşı Cumhurbaşkanı seçilebilir”. Bu yazımızda; sanık müdafiinin duruşmada yer almadığı durumda, sanık hakkında mahkumiyet kararı ile birlikte tutuklama kararı verilmesinin hukuka uygun olup olmayacağı değerlendirilecektir. Hükümlünün koşullu salıverilme tarihinden daha önce ceza infaz kurumu dışına çıkabilmesine imkan sağlayan denetimli serbestlik müessesesinin temel şartları, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (İnfaz Kanunu) m.105/A’da düzenlenmiştir. Ayrıca; İnfaz Kanunu Geçici m.6 ve Geçici m.10 hükümlerinde de, denetimli serbestlik süreleri ile ilgili geçici düzenlemelere yer verilmiştir. Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği m.77 ila 88’de, denetimli serbestlikle ilgili İnfaz Kanunu hükümlerinin uygulanmasını sağlamak üzere ayrıntılı hükümler yer almaktadır. Kasten yaralama suçunu düzenleyen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.86; yaralamanın neticelerine ilişkin sınıflandırmalar çerçevesinde, failin ceza sorumluluğunu düzenlemiştir. İlgili maddenin birinci fıkrasında; kişinin suçun icrasına elverişli fiillerinin, mağdurun vücuduna acı vermesinin, sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulmasına neden olmasının suçun oluşması için yeterli olduğu belirtilmiştir.
Kesinhesap kanunu tasarısı, yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla birlikte Bütçe Komisyonu gündemine alınır. Bütçe Komisyonu, bütçe kanunu tasarısıyla kesinhesap kanunu tasarısını Genel Kurula birlikte sunar, Genel Kurul, kesinhesap kanunu tasarısını, yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla beraber görüşerek karara bağlar. Genel Kurul, Mahkeme Başkanının veya Başkanın belirleyeceği başkanvekilinin başkanlığında en az on üye ile toplanır. Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik incelemesi için komisyonlar oluşturulabilir. Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır. Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir.
Bir coin’in veya token’in menkul kıymet mi yoksa emtia mı olduğu veya bankacılık veya menkul kıymetler veya emtia düzenlemelerinin kripto işlemleri için uygun olup olmadığı konusundaki bitmez tükenmez tartışmalar geçmişte kalacaktır. Finansal düzenleyiciler, dikkat edilmesi gereken pek çok sorunu olan geleneksel finansı düzenlemeye geri dönebilirler. Kripto ticaretini düşünmenin bir yolu, modern finans mühendisliğinin tüm silahlarını (türevler, opsiyonlar, yüksek hızlı işlem vb. ve satımcıların Paribahis peşinde kullandıkları tüm hileler) kullanan, bir finansal ticaret pazarının öykünmesine dayanan çok oyunculu bir e-spor kumar yarışması olarak düşünmektir. Oyunlar ve kumar, oyunu daha heyecanlı kılmak ve olası ödülleri daha çekici kılmak için risk almayı ödüllendirdiğinden, finansal krizler yaratan yüksek kaldıraçlı ve opak türden “finans”ın taklit edildiği kripto oyunu, toplumun daha azının istediği türdür. Kripto işlemleri ayrıca kumarla “kapalı döngü” yapısını (closed loop structure) paylaşır. Kumarbazlar, bir kumarhaneye veya çevrimiçi kumar oyununa para (itibari para birimi) getirir, sonuçlara göre bahse girer ve kazançları veya kayıpları tekrar paraya dönüştürürler. Bu görüşün arkasındaki temel varsayım, kripto paraların, hisse senetleri, tahviller veya emtia sözleşmeleri gibi finansal varlıklar olduğu, ancak özellikle blok zinciri defterlerinde barındırılan karmaşık varlıklar olduğudur. Bununla birlikte, bu varsayım, politika yapıcıları potansiyel olarak yıkıcı bir kategori hatasına çekme riski taşımaktadır.
Çalışmamızda ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle üretilen belgelerin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Kaçakçılık Suçları ve Cezaları” başlıklı 359. Maddesinde düzenlenen vergi kaçakçılığı suçu karşısındaki durumu değerlendirilmiş olup, bu durum hukukun temel ilke ve esasları bağlamında ele alınmıştır. Ceza Muhakemesi Kanunu m.174’de düzenlenen iddianamenin iadesi sebepleri, sınırlı sayıda düzenlenmiştir. CMK m.174’e göre; CMK m.170’e aykırı olarak düzenlenen, suçun sübutuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan, önödemeye, uzlaştırmaya ve seri muhakemeye tabi olup da, bu usuller işletilmeksizin, soruşturulması veya kovuşturulması izne veya talebe bağlı olan suçlarda, izin veya talep olmaksızın düzenlenen iddianame cumhuriyet başsavcılığına iade edilecektir. Uygulamada, gerek mahkemece incelenen iddianamenin ve gerekse de iade kararının taraflarla paylaşılmadığı, bu belgelerin savunmadan gizlendiği, CMK m.153/2’ye göre alınmış savunmaya karşı soruşturmanın gizliliği kararı var ise, bu kararın etkisinin CMK m.153/4 gereğince iddianamenin kabulü aşamasına kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. Maddelerinde; Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasa ile kurulu düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, Milli savunmaya karşı suçlar ile Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları ile bu suçların cezaları tanımlanmıştır. Millete ve Devlete karşı suçlar başlıklı Dördüncü Kısımın altında Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerde yer alan bu suçların tatbiki, 17/25 Aralık 2013 ve özellikle de 15 Temmuz 2016 darbeye teşebbüs suçlarında sıkça gündeme gelmiş olup, bu suçlarla ilgili birçok yargılama yapılmış ve yapılmaktadır. Şimdiye kadar bu maddelere ilişkin eleştiri ve önerilerimizi ortaya koymuştuk. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi” başlıklı 308.